Fotoğraf: Daniel Boud

Danimarkalı mimar Jørn Utzon’un “opus magnum”u Sydney Opera Binası, iki yılı aşan sessizliğinin ardından tarihi konser salonunun kapılarını yeniden açtı. Son yıllarda teknik yetersizlikler ve erişim sorunları ile işlerliğini büyük ölçüde yitiren salonun dönüşümüne yönelik geniş kapsamlı renovasyon, 2020 başından bu yana sürdürülüyordu. Proje, Avustralya ile özdeşleşmiş ikonik yapıyı 2023'teki 50. yıldönümüne hazırlamak için son on yıldır yürütülen 300 milyon dolar bütçeli yenileme programının en büyük ve nihai ayağını oluşturuyor.


Fotoğraf: Bernard Spragg

Sydney Opera Binası, 20. yüzyılın en önemli mimarlık anıtlarından biri olmasının yanında mimarı Utzon’un da kaderini değiştiren ve dünya çapında tanınmasını sağlayan yapıdır aynı zamanda. 1956 yılında açılan uluslararası yarışmayla seçilen proje gerçekleşebilmesini aslen, bir jüri üyesinin, Fin kökenli ABD'li mimar ve endüstriyel tasarımcı Eero Saarinen’in gecikmeli müdahalesine borçludur. Yarışmanın ilk elemelerine katılamayan Saarinen, jüriye gecikerek dahil olduğunda Utzon’un önerisinin elenmiş olduğunu öğrenir. Projeyi yeniden değerlendirmeye aldırır ve kazanmasını sağlar. Esas sancılı olansa inşa sürecidir. Utzon’un yelkensi beton kabuklarını vücuda getirmek kolay olmaz. Dönemin yapım tekniklerinin yetersizliği sayısız uygulama problemini beraberinde getirir; inşaatın öngörüleni kat kat aşan maliyeti bürokratik krizler doğurur ve sonunda Utzon’un da projeden çekilmesi ile yapının 1950’lerden 1970’lere dek uzanan inşa süreci, sürekli bir sansasyon konusu olarak gündemde kalır. 1973'te Avustralyalı mimar Peter Hall tarafından tamamlanan yapı, ülkenin dünya çapında önemli bir simgesi haline gelir ve 2007 yılında Dünya Mirası Listesi’ne alınır.


Fotoğraf: Daniel Boud

Opera Binası bu simgesel değerini günümüze dek yitirmediyse de 50. yılına yaklaşırken işlevsel anlamda zamana yenik düşmesi de kaçınılmaz oldu. Özellikle de yapının kalbi konumundaki, en büyük performans alanı olan konser salonunun; ihtiyacı karşılamayan dolaşım alanları, ömrünü dolduran teknik donatısı ve akustik altyapısı ile işlerliğini yitirmesi geniş kapsamlı bir yenileme programını harekete geçirdi.


Fotoğraf: Lisa Maree Williams

Avustralyalı mimarlık firması ARM Architecture, 2015 yılında konser salonunun yenilenmesi için mimar ve baş danışman olarak görevlendirildi. Renovasyonun orijinal iç mekânlara uygunluğu için tasarımını uzun soluklu bir araştırma süreciyle şekillendirdiğini ifade eden stüdyo; projede inşaat mühendisleri Arup, miras danışmanları Design 5 ve konser salonu danışmanları Theatreplan ile inşaat firması Taylor'ın yanı sıra salon techizatı yüklenicisi Waagner Biro, mekanik mühendisleri Steensen Varming, akustik mühendisleri Müller-BBM ve opera binasının kendi proje ekibiyle birlikte çalıştı.

Projenin detaylarını galeriden inceleyebilirsiniz.


Projenin hayata geçmesi için çalışmalar Şubat 2020’de başlatılmıştı. İki yılı aşan bir uygulama süreci ardından “kalbi” yeniden atmaya başlayan yapı, 2023’teki 50. yıl kutlamalarını takiben yeni bir yarım asrı daha devirmeye hazırlanıyor.

Kaynak: Sydney Opera House